Bu bölümdeki metni inceleyerek el yarası geçer dil yarası geçmez atasözünde ne anlatılmak isteniyor ile ilgili kompozisyon konusunda kısaca fikir edinebilirsiniz.
Dilin açtığı yarayı ne yaparsanız yapın tam olarak iyileştiremezsiniz. Çünkü onun hedefi doğrudan kalbi etkiler. Kalpte açılan bir yara da kesik yarası gibi bir sür sonra geçmez. Evet, dilimiz başta bir anlaşma ve iletişim aracı olarak görülse de sinirli bir anda ondan öyle ağır sözler çıkar ki bu sözler karşımızdaki kişinin çok zoruna gider. Bunun nedeni ise dilin keskin sözlerinin yüreğin en derinlerinde yara açmasıdır.
Bazen karşımızdaki kişiyi, değersizleştirecek hakaret boyutunda sarf ettiğimiz sözler olur. Ona kırılıp kırılmadığına bakmadan hazmetmesi, sindirmesi çok zor olan derecede kötü sözler söyleriz. İşte bu cümleler dil yarasına yol açar. Aradan uzun bir zaman bile geçse dil yaranın verdiği hasardan doğan acı geçmez. Dolayısıyla dilimizi kırıcı, keskin sözler söyleyen bir bıçak olarak kullanmamalıyız.
İnsan genelde yakın ilişkide olduğu kimselerle bazen anlaşmazlığa düşüyor. Bunun sonucunda kendisinden hiç beklenilmeyen karşı tarafın çok zoruna gidecek ağır sözler söyleyebiliyor. Belki o an için kızgınlıkla bu cümleler dilden dökülüyor ama karşıdaki insanın da bir kalbi var. O da beklemediği bu sözlere maruz kalınca aşırı derecede üzülüyor. İşte bu acıya, derin üzüntüye yol açan dilden çıkan acı, keskin bıçak gibi sözlerdir.
Şimdi dil yarasının geçmeyen bir yara olduğunu daha iyi anladığınızı düşünüyorum. El yarası vücutta oluşan bir yanık veya kesikten kaynaklanabilir. Vücut da bağışıklık sisteminin etkisiyle kendini onarma özelliğine sahip ama dil yarası için durum çok daha farklıdır. Kırılmak ve bu üzüntüyü üzerinden atmak insan için hiç de kolay değildir.